UMUTISIGI.DE.TL HOSGELDINIZ 
Powered by Taner  
  Ana sayfa
  Kuran-i Kerim Dinle
  Dini Bilgiler
  => sayfa 1
  => GUSL VE NAMAZ ABDESTI
  => Islamin Sartlari
  => Imanin Sartlari
  => Peygamberimizin hayati
  => Namaz Sûreleri
  ATATÜRK
  Osmanli imparatorlugu
  Marslarimiz
  ATA sözleri
  Düsündüren sözler
  Fotos
  Viedo lar
  Iletisim
  Misafir defteri

7083 Besucher
Islamin Sartlari

İslâmın Şartları


1 - İslâmın şartlarından birincisi (Kelime-i şehâdet getirmekdir). Kelime-i şehâdet getirmek demek, (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh) söylemekdir. Ya’nî, âkıl ve bâlig olan ve konuşabilen kimsenin, (Yerde ve gökde, Ondan başka, ibâdet edilmeğe hakkı olan ve tapılmağa lâyık olan hiçbir şey ve hiçbir kimse yokdur. Hakîkî ma’bûd ancak, Allahü teâlâdır). O, vâcib-ül-vücûddür. Her üstünlük Ondadır. Onda hiçbir kusûr yokdur. Onun ismi (Allah)dır, demesi ve buna kalb ile kesin olarak inanmasıdır. Ve yine, O gül renkli, beyâz kırmızı, parlak, sevimli yüzlü ve kara kaşlı ve kara gözlü, mübârek alnı açık, güzel huylu, gölgesi yere düşmez ve tatlı sözlü, Arabistânda Mekkede doğduğu için Arab denilen, Hâşimî evlâdından (Abdüllahın oğlu Muhammed adındaki zât-i âlî, Allahü teâlânın kulu ve resûlüdür, ya’nî Peygamberidir). Vehebin kızı olan hazret-i Âminenin oğludur. [Mîlâdın 571. ci senesi, Nisan ayının 20. ci pazartesi sabâhı, fecr ağarırken] Mekke şehrinde dünyâya teşrîf etdi. 611 de, kırk yaşında iken Peygamber olduğu kendisine bildirildi. Bu seneye (Bi’set senesi) denir. Bundan sonra, onüç sene Mekkede, insanları İslâm dînine da’vet etdi. Allahü teâlânın emri ile, Medîne şehrine hicret eyledi. Burada islâmiyyeti her tarafa yaydı. Hicretden on sene sonra, ya’nî mîlâdın 632 senesi Hazîranında, Rebî’ul-evvelin on ikinci pazartesi günü Medînede vefât eyledi. [Târîhcilere göre, Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvere şehrine hicretinde, mîlâdın 622. ci senesinde, Safer ayının yirmiyedinci Perşembe günü akşama yakın Sevr dağındaki mağaraya girdi.Pazartesi gecesi mağaradan çıkıp, efrencî Eylül ayının yirminci ve rûmî Eylül ayının yedinci ve Rebî’ul-evvelin sekizinci Pazartesi günü Medîne şehrinin Kubâ köyüne ayak basdı. Bu mes’ûd gün, müslimânların (Hicrî şemsî) sene başı oldu. Şî’îlerin hicrî şemsî sene başlangıcı, bundan altı ay evveldir.Ya’nî, ateşe tapan mecûsî kâfirlerin Nevruz bayramları olan Martın 20. ci günü başlamakdadır. Gece ile gündüzün müsâvî olduğu perşembe günü de Kubâda kalıp, Cum’a günü ayrıldı. O gün Medîneye girdi. O senenin Muharrem ayının birinci günü de, (Hicrî kamerî) sene başı kabûl edildi.Bu kamerî sene başı, Temmuz ayının onaltıncı Cum’a günü idi. Herhangi bir mîlâdî sene başının rastladığı hicrî şemsî sene, bu mîlâdî yeni seneden 622 noksandır. Herhangi bir hicrî şemsî sene başının rastladığı mîlâdî sene, bu yeni şemsî seneden 621 fazladır.]

2 - İslâmın beş şartından ikincisi, şartlarına ve farzlarına uygun olarak, hergün beş kerre (Vakti gelince, nemâz kılmakdır). Her müslimânın, her gün, vaktleri gelince, beş kerre nemâz kılması ve herbirisini vaktinde kıldığını bilmesi farzdır. Câhillerin, mezhebsizlerin hâzırladıkları yanlış takvîmlere uyarak, vaktinden evvel kılmak büyük günâh olur ve bu nemâz sahîh olmaz. Hem de, öğlenin ilk sünnetinin ve akşamın farzının kerâhet vaktinde kılınmasına sebeb olmakdadır. [Nemâz vaktinin geldiği, müezzinin ezân okuması ile anlaşılır. Kâfirlerin, bid’at ehlinin okuduğu ve ho-parlör gibi çalgıların seslerine (Ezân-ı Muhammedî) denmez.] Nemâzları; farzlarına, vâciblerine, sünnetlerine dikkat ederek ve gönlünü Allahü teâlâya vererek, vaktleri geçmeden kılmalıdır. Kur’ân-ı kerîmde, nemâza (Salât) buyuruluyor. Salât; lügatde insanın düâ etmesi, meleklerin istigfâr etmesi, Allahü teâlânın merhamet etmesi, acıması demekdir. İslâmiyyetde (Salât) demek; ilmihâl kitâblarında bildirildiği şeklde, belli hareketleri yapmak ve belli şeyleri okumak demekdir. Nemâz kılmağa (İftitâh tekbîri) ile başlanır. Ya’nî erkeklerin ellerini kulaklarına kaldırıp göbek altına ve kadınların ellerini omuz hizâsına kaldırıp, göğüs üstüne indirirken, (Allahü ekber) demeleri ile başlanır.Son oturuşda, başı sağ ve sol omuzlara döndürüp, selâm verilerek bitirilir.

3 - İslâmın beş şartından üçüncüsü, (Malının zekâtını vermekdir). Zekâtın lügat ma’nâsı, temizlik ve övmek ve iyi, güzel hâle gelmek demekdir. İslâmiyyetde zekât demek; ihtiyâcından fazla ve (Nisâb) denilen belli bir sınır mikdârında (Zekât malı) olan kimsenin, malının belli mikdârını ayırıp, Kur’ân-ı kerîmde bildirilen müslimânlara, başa kakmadan vermesi demekdir.Zekât, yedi sınıf insana verilir. Dört mezhebde de, dört dürlü zekât malı vardır:Altın ve gümüş zekâtı, ticâret malı zekâtı, senenin yarıdan fazlasında çayırda otlıyan dört ayaklı kasab hayvanları zekâtı ve toprak mahsûlleri zekâtıdır.Bu dördüncü zekâta (Uşr) denir.Yerden mahsûl alınır alınmaz uşr verilir. Diğer üç zekât, nisâb mikdârı oldukdan bir sene sonra verilir.

4 - İslâmın beş şartından dördüncüsü, (Ramezân-ı şerîf ayında, hergün oruc tutmakdır). Oruc tutmağa (Savm) denir. Savm, lügatde, birşeyi birşeyden korumak demekdir. İslâmiyyetde, şartlarını gözeterek, Ramezân ayında, Allahü teâlâ emr etdiği için, hergün üç şeyden kendini korumak demekdir.Bu üç şey; yimek, içmek ve cimâ’dır. Ramezân ayı, gökde hilâli [yeni ayı] görmekle başlar.Takvîmle önceden hesâb etmekle başlamaz.

5 - İslâmın beş şartından beşincisi, (Gücü yetenin, ömründe bir kerre hac etmesidir). Yol emîn ve beden sağlam olarak, Mekke-i mükerreme şehrine gidip gelinceye kadar, geride bırakdığı çoluk-çocuğunu geçindirmeğe yetişecek maldan fazla kalan para ile oraya gidip gelebilecek kimsenin, ömründe bir kerre,Kâ’be-i mu’azzamayı tavâf etmesi ve Arafât meydânında durması farzdır

 
 
   
 
   
Iletisim ve Müzik  
 

Müzik dinle

 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden